O'nun hikayesi (Hasan Ergin)
O'nun hikayesi (Hasan Ergin)
Hasan bey merhaba
Merhaba
Nasılsınız
Teşekkür ederim iyiyim.
Siz Alaçam Belediyesi'nin düzenlediği Geyikkoşan Yağlı güreşleri ile Muhtarlar Derneği ve Ziraat Odasının ortaklaşa düzenlediği Geyikkoşan Yağlı Güreşlerinde ,güreşçilerle ilgili organizasyonu yapan perde arkasındaki kahramansınız.Alaçam sizi tanımak istiyor.Kendinizi tanıtırmısınız?
Ben 1979 doğumlu Samsun Alaçam İlçesi Örenli köyünden Hasan Ergin.İlkokulu Kadıköy ilkokulunda tamamladıktan sonra 1989 yılında 10 yaşındayken Ankara MTA spor klübü yöresel güreşlerde Kastamonu Arnavutoğlu Tosya güreşlerinde eski olimpiyat şampiyonu rahmetli hocam Bayram Şit izliyor beni kuleden.Beni kuleden görüyor.Beni yanına çağırıyor.Ben 10 yaşındaydım o zaman. Oğlum sen kiminle geldin buraya? dedi.Ben dedim, amcamla geldim.Ben seni Ankara MTA spor klübüne getirmek istiyorum dedi.Orada amcamdan bilgiler aldı.Biz rahmetli babamla1989 yılının eylül ayında Ankara MTA spor klübüne giderek orada seçmelere katıldım.Orada da seçmelerde başarılı olduktan sonra güreş hayatım başlamış oldu.Ondan sonra ortaokul lise yıllarımı Ankara'da Ortaokulu Ahmet Bahadır İlhan İlköğretim okulunda, liseyi Kılıçarslan lisesinde bitirdikten sonra spor yaptığım için askerlik dönemim geldi.Bu arada ben 1995 yılında yıldızlar Türkiye Şampiyonu oldum ve akabinde 1995 yılında Yıldızlar dünya şampiyonasında Milli takımaseçildim.Milli takıma girdiğimde 55 kg da hem ülkemi hemde Alaçam'ı temsil ettim.Orada dünya dördüncüsü oldum.ilk başarım 1995 yılında geldi.Ondan sonra tabiki belli kademelerde derecelerim oldu.Gençlerde Türkiye şampiyonluğu,Büyükler katogorisinde Türkiye dördüncülüğü derken 2000 yılında vatanı görevimi tamamlamak için Ankara Etimesgut zırhlı birlikler okuluna askerlik eğitimimi vermek için gittiğimde ordu milli takımına seçildim.Ordu milli takımına seçilince ilk senemde o zaman askerlik 18 aydı.ilk senemde 76 kg'da Amerika'da Los Angeles'e gittiğimizde dünya dördüncüsü oldum.Takım halinde dünya şampiyonu olmuştuk.2001 yılında Ordulararasında yine takıma girdim 76 kg da Bu sefer Hırvatistan'ın Zagreb şehrine gittik.Oradada 76 kg da dünya üçüncüsü olduk.İlk Büyükler katogorisindeki madalyamı orada aldım ve o başarımdan dolayı Devlet bana ''Devlet sporcusu'' ünvanını verdi ve Devlet bana ayrıca maaşa bağladı.Benim için çok önemli bir etken oldu. 2008-2012 yılları arasında Beden Eğitimi ve spor yüksek okulunu bitirdim.Kırşehirde.Şu anda Spor Bakanlığında antrenör olarak MTA spor klübünde çalışmaktayım.Tabi ki bu başarılarımızın yanında 2005 yılında sayın genel müdürüm Osman Tural'ın benim üzerimde çok emeği oldu.Benim elimden tuttu ve 2010 yılında PTT'ye PTT spor klübünü kurduk beraber.1.lig ve süper ligde yarıştık.Yağlı güreş takımımız oldu.Derken yağlı güreş organizasyon kısmına gelirsek 2005 yılından itibaren Alaçam Belediyesi,2005 yılında da şöyle söyleyeyim.Tarihi kırkpınar Büyük Orta güreşlerinde boyumda üçüncü olarak Başaltı boyuna yükseldim.ve 2005 yılından beri Belediyeye köprü görevi yaptım.12 sene. 12 sene Alaçam Belediyesi güreşlerini yaptırdık.Pehlivan camiasına yakın olduğumuzdan dolayı 2019-2024 yılları arasında Alaçam Ziraat Odası/ Muhtarlar Derneği Yağlı güreşlerinin yine koordinatörlüğünü yaptım.Bu senede hem belediye hemde Ziraat Odası-Muhtarlar Derneği güreşlerinin koordinatörlüğünü yaptım.Benin amacım Samsun'un ilçesi Alaçam deyince bana şunu diyorlar.Alaçam Nerede? Çarşamba tarafındamı? sinop tarafında mı? deyince bu beni üzüyor.Bende bu Kırkpınar ünlü başpehlivanlarını ilçeme getirerek Alaçam'ın reklamını Alaçam'ın tanıtımını yapmaktan gurur ve onur duyuyorum.
Bir de sizin bir akrabanız vardı Akdeniz oyunları ikincisi olmuştu. Onun güreş hayatı nasıl devam ediyor?
Benim ablamın oğlu Samet Ak. 2 sene önce Akdeniz oyunlarında büyükler katogorisinde tesadüftür o da 76 kg da Akdeniz oyunlarında Cezayırde ikinci oldu ülkemize gümüş madalya kazandırdı.O da geçen sene Çapraz bağ ameliyatı oldu şu anda toparlanma sürecinde Yine ben eski günlerine döneceğini umuyorum.
Bu güreşçilerle temas kuran kişi sizsiniz.Bağlantıları yapan Alaçam'a davet eden kişi sizsiniz.Bu süreçte neler yaşanıyor?
Şimdi şöyle söyleyeyim.Mesela güreş 6 Mayıs,6 Mayısta oluyor değil.Ben bunun hazırlığına 2 ay önceden başlıyorum.Çünkü bir kadro kurarken bir defa pehlivanın o hafta boş olması lazım.Ekonomik olarak bizim bütçemize uygun olması lazım.Sadece güreş günü meselenin görünmeyen yüzü.Alaçam belediyesi güreşlerine 555 güreşçi katıldı.ziraat odası güreşlerine 450 güreşçi katıldı.Hakemi, cazgırı ,davulcusu ,sporcusu, Başpehlivanı ,,başaltı pehlivanları hepsi öyle ayrı ayrı anlaşmalar yaparak ilçemize getiriyoruz mesela biz bu sene oturduk ziraat odası başkanımız Hüseyin sönmez,Onursal Başkanımız Hüseyin Bedir, Turgut Şahin güreş ağamız oturduk ,planlama yaparken 36 tane başpehlivan dedik ve 36 tane başpehlivana biz kol bağlattık.
Sanırım bunları tek çağırmıyorsunuz bu güreşçilerin bir ekipleri var.Başaltı, deste falan onlar grup olarak hareket ediyorlar.
Şimdi şöyle her başpehlivanın 2-3-4 kişiden oluşan bir ekipleri var.Yani ben örnek veriyorum Ben Ali Gürbüz'ü istiyorum.deyip Ali Gürbüz'ü tek alamıyorsunuz.Ali Gürbüz'ün yanında kaç kişi var 3 kişi var üçüyle anlaşmak zorundasınız.Bizim sistemimiz bu .Yani Ali Gürbüz'e sen tek gel diyemiyorsunuz.Öyle bir şey yok.Orhan Okulu olsun İsmail Balaban olsun ekiplerle anlaşma yapıldığı için ekipleriyle geliyorlar.Hocaları da dahil buna.
Herhalde bütçe uygun oluyorki kırkpınarda şampiyon olmuş artı Türkiyede isim yapmış bütün pehlivanları biz Geyikkoşan'da gördük.
Şöyle söyleyeyim Parolamız bizim şimdi şu.Herkes kırkpınara gidemiyor.Biz kırkpınara gidemeyenlere kırkpınarı Alaçama getiriyoruz ki,onları canlı görsünler diye
Birde şu dikkatimi çekiyor.kırkpınarda başpehlivan olmuş bakıyorsunuz Geyikkoşanda çeyrek finalde isim yapmamış birisine yeniliyor.Ya da çok kolay maglubiyetler oluyor.Vatandaşın kafasında acaba ?bir soru işareti oluyor.Böyle birşeyler oluyor mu?
Şimdi ben birşey söyleyeyim size Bizim olimpiyatımız kırkpınar.herkesin her pehlivanın piyasa güreşleri dediğimiz nisanın sonunda başlar sezonumuz ekim ayının sonunda biter .Her pehlivan güreşirken sakatlığına da dikkat eder,yorgunluğuna da dikkat eder,Çünkü sezon içerisinde 60 taneye yakın güreşlere gidiliyor.Yeri geliyor mesela 6 mayıstan önce Fethiye güreşleri vardı.bir gün önce .Oradan buraya geldiler .İnsanlık hali yorgunluk olabiliyor,sakatlık olabiliyor ama pehlivanların % 99'u hepsi Kırkpınara kendini saklıyor.Piyasa güreşlerinde de güreşiyorlar ama bu yenilmesinin sebebi ben şuna bağlıyorum.Yorgunluk olabilir. sakatlık olabilir. bir gün önce zorlamadan olabilir.Kimse yenilmek istemez çünkü başpehlivanların arasında alınan rakamlar uçurum.Mesela Ali Gürbüz 300 bin liraya giderken bugün 40 bin-30 bin liraya giden başpehlivanlarda var.Onlarda üsttekileri yakalamak için mücadele ediyor.Ali Gürbüz gibi marka isimlerde değerini kaybetmemek için yenilmemesi lazım.
Bir rekabet var aralarında
Rekabet kesinlikle şimdi makas şöyle 300 bin liraya gidende var 30 bin liraya gidende var 10 katı geriye gidende var.
Birde dikkatimi çeken seyircilerinde tepkisini çekiyor.böyle sanki tekme atar gibi ne deniyor o ayağa vurmaya
Tırpan
yada elense mi deniyor .Tokat atar gibi
Elense ve tırpan diyoruz.
Yani kural olarak yağlı güreşin içinde bu var ki buna müsaade ediliyor.ama bu da çok etik karşılanmıyor.Bu konudaki düşünceniz nedir?
Orada görmüşsünüzdür türibinin üst tarafına kule hakemlerimiz var.Hem alanda var hem üstte var.Zaten kural dışı bir hareket yapan sporcuya aynı futboldaki gibi sarı kart,kırmızı kart uygulaması bizdede var.Çok aşırı bir sertlik olursa hakem uyararak sarı kartını gösteriyor.Eğer onunda üstünde ileri giderse kırmızı kartla cezalandırılıyor ve 2 hafta güreşemiyor.Her pehlivan yaptığı hareketin cezasını biliyor.Onun için seyirciye biraz anormal gibi gelebiliyor ama güreş kuralları içerisinde güreşin nasıl olacağını pehlivan bilir Ondan dolayı korkulacak bir durum yok.Eğer rakibine yumruk attıysa onun kırmızı kart olduğunu bilir ve iki haftada evde yatacağını bilir pehlivan.
Peki teşebbüs ettiği zaman
Teşebbüs ettiği zaman şimdi kaldırdı vuruyormuş gibi yaptı o kırmızı kart değil.Temas olmadıktan sonra ceza yok.
Öyle bir pozisyon gördüm de onun için sordum
Uyarır
Bu güreşlerle ilgili hiç unutamadığınız aklınızdan çıkmayan bir anınız var mı?
Şimdi şöyle 2005 yılında o zaman minder de 86 kg yapıyordum büyüklerde.Çok iyi hazırlanmıştım çok ta iyiydim.O sene Türkiye şampiyonu olmayı kafama koymuştum.Ama minderde Türkiye şampiyonasında yenildim.Rakibimde o sene Avrupa şampiyonu olmuştu.Saldım kendimi Allahım ben o kadar çalıştım mücadele ettim. Yani Többe.İnkar etmedik ama emeğimin karşılığı bu muydu kendi kendime şey yapıyordum.Minderde başarılı olamayınca yağlı güreşe döneyim dedim.Bir ay kalmış kırkpınara dedim birazda kırkpınara hazırlanayım.Hazırlanırken kırkpınara bir hafta kala hatta 3-4 gün kala basket oynuyorduk antremanda Ayak bileğim burkuldu.Bu kadarda mı şanssızlık olur dedim.Buradada yüzüm gülmeyecek dedim.Arkadaşlarım kırlkpınara gitti.Bana dediler sen gelmiyormusun? ama yürüyemiyorun ayağım sakat.Dediler gel güreşebilirsen bir tur güreşirsin, güreşemezsen de türibinde oturursun güreşleri izlersin dediler. Güreşler cuma günü başlıyor ben perşembe günü yola çıktım.Cuma sahah orda oldum ama ayağım böyle buz kovasının içinde gittim.ayağım burkulmuştu.Neyse diyorum ki sahaya çıkabilirsem ne mutlu bir tur yapabilirsem en azından sahaya geldim olsun.Cumartesi güreşler başlarken benim bir doktor arkadaşım vardı ASKİ spor klübünde dedimki ya şu ayağıma bir iğne yaparmısın?uyuştur.En azından hissetmemeyim.Derken iğneyi yaptım.tabi güreşten sonra acısını hissettim ama o an hissetmedim O gün 3 tur geçtim.16'ya kaldım.Pazara kaldım Ya dedim buraya kaldık Burada herhalde bizim sonumuz geldi dedik.16'da bir rakibimi yendim 8 'e kaldım Onuda yenersem başaltına çıkacağım.Hiç unutmam Benim için çok büyük olay Kırkpınar başpehlivanlarından Alaçamda da güreşti.Abdullah Güngör ile eşleştim.Abdullah Güngör'ü bir saatin sonunda uzatmanın sonunda 2-1 yenerek Başaltına çıktım O anki mutluluğumu anlatamam.Kırkpınardan bir ay sonrada düğünüm vardı.Biraz nakit açığım vardı Para bulmakta. düğün yapacağım Kırkpınarda 3.oldum Tabiki piyasamızda arttı.Yolluklarımızda arttı.Düğünüme de o ödül bana çok iyi geldi.Dedimki Hasan, Demek ki Allah'a sitem etmedim de içinden öyle geçirmiştim.Topal ayakla bana kırkpınar 3.nasip etti.Unutamadığım anılarımdan biri bu
Allah kimbilir kimler için ne süprizler hazırlamıştır.
İnan Türkiye şampiyonasından sonra salmıştım kendimi.Kırkpınar'a hazırlanmaya başladım ama yalandan yere hazırlanıyorum.Bir hafta kala da ayagım burkuldu.dedim bu iş olmuyor sen istediğin kadar zorla, olmuyor dedim.Allah demek ki çıkmayan candan ümit kesilmez.Yemin ediyorum o kırkpınarda sakat ayağımla 114 kişi içinden 3.olmayı nasip etti.Dedim, Allahım gittim 2 rekat şükür namazı kıldım Tövbe estağfurullah dedim.Ben yanlış düşündüm dedim.Gerçekten benim için çok etkileyici bir anı olarak bunu anlatabilirim.
Son olarak soylemek istediğiniz başka bir husus?
Şimdi benim yaşım 45. Bu sene güreş hayatımın son noktasındayım.Çünkü Federasyonun aldığı karar yönetmelik gereği 45 yaşına kadar güreşebiliyorsun.Ben Alaçam dışında bazı yerlerde kıspet giyiyorum.sahaya çıkıyorun.Tarihi kırkpınar başaltı pehlivanıyım.45 yaşımdan sonra sahaya çıkamayacağım diye bir burukluk var.Güreş yaptırıyoruz Onu koordine ediyorum.sahaya çıkınca bile bir heyecan oluyor.Sanki 10 yaşımdaki halim gibi.Bundan sonraki hayatımda da güreşle ilgili ilçeme ve federasyonla ilgili elimden geleni yapacağıma kimsenin kuşkusu olmasın.
Güreş hayatınız bitiyor da, antrenörlük hayatınız devam edecek
Edecek.
65 yaşına kadar
65 yaşına kadar olmasa da 60-55 arası devam etmeyi düşünüyorum Aynı zamanda Ankara MTA spor klübünde de orada koordinatörlük yapıyorum.Alt yapıda ve 2.ligde takımımız var.altımda 3 tane hoca çalıştırıyorum.Güreşten biz kopamayız çünkü ben 10 yaşında başladım güreşe 35 yıldan beri bu camianın içindeyim.Pehlivanları tanımak için 35 yılımı verdim.Ali Gürbüz olsun Orhan Okulu olsun hepsiyle ayrı bir hukukum var.Yani hepsi beni tanır ben onu bilirim. Bu camianın içinde eğer Hasan Ergin olarak bir isim yaptıysam bana ne mutlu.Samsun Alaçamlı olarak.
Bunları anlatırken bir soru daha aklıma geldi.Alaçam'da bir Akademi Spor Klübü kuruldu.Gençler özellikle okul çağındakiler antremanlar yapıyor,kendi çapında okul sporlarında dereceler alıyorlar.Alaçam'da güreşin geleceğini nasıl görüyorsun?
Ben şöyle örnek vereyim buna ben 1989 da Ankaraya gittiğimde ne kapalı spor salonu vardı.ne güreş namına bir tesis yoktu.Yanı köyde inek güderdim Beni buldular keşfettiler sıradan bir güreşçiyken tanınır bir güreşçi haline geldim.Sadece şunu söyleyeyim gençlere Bu işin sonu çalışmak çalışmak çalışmak.Çalışıpta karşılığını alamadığın hiçbir şey yok.Önce çalışacaksın sonra Allah'a bırakacaksın işi.Sadece çok iyi çalışmalarını çünkü onları federasyon kanalındaki antrenörler ve gözlemcilerin onları izlediğini unutmasınlar.Ben size güreş hayatımı anlattım.Ben Kastamonu Tosya'ya gittiğimde kimseyi tanımıyorum.Beni sadece kuleden biri işaret etti.gözümü yağdan açamıyorum.sadece bana dedi ki kimle geldin sen oğlum ? Ben kiminle konuştığumu da bilmiyorum.amcamla dedim amcanı çağırırmısın? dedi.çağırdım. işte görüştüler.Hatta finalde yenildiğim halde beni aldılar.Birinciyi almadılar ben finalde yenildiğim halde beni aldılar.Bayram Şit hocam rahmetli oldu.Denizlili kendisi.
Demek ki; sizde gelecek gördü.
Demek ki; o ışığı gördü ben o zaman 10 yaşındaydım.Ben Alaçam dışına çıkmamıştım.Hatta şöylede bir anım var Rahmetli babam la 1989 yılında otobüsle Ankaraya giderken As Bafra ile gidiyoruz.küçüğüm 28 kilo olduğum için Babam iki bilet alamadı.Kucağına aldı beni.Ankaraya gittik.Bir Ankarayı gördüm koca koca binalar.Babamın kulağına dedim.Baba ya burası ne büyük köymüş dedim.Rahmetli babam her zaman anlatırdı.Birde hayatımda ilk defa zenci insanı orada gördüm.Zenciyi bir gördüm MTA'nın olduğu yerde Babamın arkasına saklandım Hayatımda zenci görmemişim.
Korktun.
Tabi korktum Bu anımda ayrı bir anım olsun.
Bize vakit ayırdın teşekkür ediyoruz.size güreş hayatınızda başarılar diliyoruz.
Ben teşekkür ediyorum.Bu yaşıma geldim. Alaçam'da da ilk defa benle bir söyleşi yapan kişi olarak sizi hiç unutamayacağım.
Teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim.