O'nun Hikayesi (Recep Yeşilyurt)
O'nun Hikayesi (Recep Yeşilyurt)
Recep bey hoşgeldiniz.
Eyvallah üstadım.
Nasılsınız,iyimisiniz?
Çok teşekkür ederim.Sizler nasılsınız?
Bende teşekkür ederim iyiyim.Emeklilik nasıl gidiyor?
Bana göre değil.
Diyorsunuz.
Evet.
Siz Alaçam'da uzun yıllar öğretmenlik ve idarecilik yaptınız.Alaçam hakkında çok bilgi sahibisiniz.Sizi pek çok insanlar tanıyor.Yine de kısaca kendinizi tanıtırmısınız?
Evet.Alaçam Alidede bölmesinden 1944'te dedem Engiz'e (19 Mayıs) gitmiş.
Evet
Ben Engiz'de doğup büyümeyim.Ancak dedemin köyüne ziyaret için gidiyorum.Engiz doğumluyum.
Kaç yılında ?
1956 doğumluyum.
Evet
Göreve Samsun Terme'de başladım.
Hangi okul mezunusunuz?
Çorum öğretmen okulu mezunuyum.Bir de Anadolu Üniversitesi Halkla ilişkiler bölümü mezunuyum.Elimden geldiğince eğitim konusunda ,eğitim için okula gitmek şart değil,Ben okumanın meraklısıyım.Okuyorum.Kendimi geliştirmeye çalışıyorum.Hala kendimi öğrenci olarak görüyorum.
Alaçam'a kaç yılında geldiniz?
Maalesef 12 Eylül'den sonra geldim.Gaziantepteydim.Alaçam'ın Pelitbükü köyünde başladım.
Evet, Göreve orada başladınız.
Naklen orada başladım.Göreve Terme'de başladım.1976'da göreve başladım.
Evet
1981'in ekim ayında Pelitbükü sekecek'e ilk defa geldim
Evet
5 yıl Pelitbükü'de kaldım.Pelitbükü'den Akgüney'e gittim.Akgüney'de iki yıl kaldım.Akgüney'den 85'te Fatih İlkokuluna geldim.Müdür yardımcısı olarak.Uzun yıllar orada müdür yardımcılığı ve İdarecilik yaptım.Rahmetli Erol Uysal müdürümdü.
Daha sonra Cumhuriyette idarecilik yaptınız.
Tabi bu süreçte okulda değişiklikler oldu.8 yıllık eğitime geçtik.Kolindeki görev daha sonra Fatih İlkokulu,Karayolları Kolin İlköğretim Okulu oldu.Orada 24 yıl çalıştım.Cumhuriyete gittim.Cumhuriyet İlköğretim okulunda 8 yıl çalıştım.Daha sonra görev nedeniyle Resai Aydın İlkokuluna gittim.3 yılda orada çalışarak yaştan,65 yaşdan emekli oldum.
Diyorsunuz.Alaçamdaki genç öğretmenlerimize mesleki anlamda neleri tavsiye edersiniz?
Tavsiye biraz haddini aşmak gibi olur.Benim haddimi aşmak gibi bir iddiam yok.Ancak Öğretmenlik diye bir iddiam var.Öğretmenin eseri sokakta belli olur.Sokaklarımız kirliyse ,İnsanlar trafik kurallarına uymuyorsa ,sokakta saygı sevgi yoksa,düzensizlik varsa,çöp varsa,ben direk okula bağlarım.Uzun yıllar eğitim almış insanlar sokaklarda geziyorlar.Ancak farkında değiller.Hayatın farkında değiller.Herkes kendini yaşıyor.Herkes bireysel yaşıyor.Oysa eğitimin amacı toplumsal yaşamaya düzen vermektir.Toplu yaşamaya birlikte yaşamaya işbirliği yapmayı öğretmektir.Biz okullarda kitapta yazanları öğretiyoruz.Halbuki kitapta yazılanlar geçmişte kaldı.Biz yeni kitaplar yazacaksak uygulamalarımızla yazacağız.Ben öğretmenlerimden çocukları tanımalarını istiyorum.Toplumu tanımalarını istiyorum.Kalem defteri bırakın,kitabı bir kenara bırakın.Kitabın eğitimi görüntüsü öğretmendedir.Tavrıyla davranışıyla duygularıyla ,hisleriyle Öğretmen örnek olmalı topluma .Örnek olmalı derken hükmetmeli değil.Örnek olmalı.Öğretmen gelirken toplum farketmeli.yürüyüşüyle, davranışıyla, tavrıyla.Selam vermeden geçmemeli.Hal hatır sormadan geçmemeli.Toplumun nabzı öğretmende atar.Okul binalarının yeni olması,büyük olması,lüks olması çok önemli değil.Öncelik,çocuğa bakış açısı.Çünkü bugün bizim yetiştirdiğimiz çocuklar,10 yıl sonra,15 yıl sonra karşımıza iş sahibi olarak ,delikanlı olarak çıkıyor Bizim yerimizi alıyorlar.Ama maalesef ihmal ediyoruz.Okullarda israf çok.Kaynakları verimli kullanmıyoruz.Sabahtan akşama kadar ışıklar yanıyor.Çeşmeler,musluklar akıyor.Tuvaletler kirleniyor.Yaa bu şaşırdığım bir taraf.Her teneffüs tuvalet yıkanır mı ya?Öğretmenlerle öğrencilerin tuvaletlerini ayırmamak gerekiyor.Lavabolarını ayırmamak gerekir.Evde çocuğumuzun lavabosuyla,tuvaletiyle ana-babanın tuvaleti ayrı mı ya.Yani bu konular davranış konularını öğretemiyoruz.Akademik konuları öğretiriz.Bilgiyi her zaman öğretiriz.Öğrencilerin hazır bulunmaları önemli.Ama her şeyden önce Öğretmenin hazır bulunması.Bir maça çıkacak futbolcu bir hafta çalışıyor.Bir gün ders yapacak öğretmen kaç saat çalışıyor?Hazırlıklı gelmek zorundayız.Sınıfımıza göre,öğrencimize göre,çocuklarımıza göre eğitim öğretim vermek zorundayız.Bilgiyi öğreten değil,bilgiyi sezdiren bilgiyi hakettiren öğretmen olmak zorundayız.Zaman konusuna kesinlikle uymak zorundayız.Bir saniye yok.Bir dakika bile yok. saatlerce çocukları boşuna meşgul ediyoruz.Öğretmen çayını zil çaldığında,ben zile de karşıyımda, Öğretmen çayını bitiremediyse alacak çayını sınıfına gidecek.çocuklardan izin isteyecek.Çayımı bitiremedim vakit doldu.müsaade ederseniz sınıfta içebilirmiyim? diyecek.Öğrenciyle hasbihal edecek.Öğrenciyle sohbet eder gibi ders yapacak.Sorgular gibi ders yapmayacak.Hesap sorar gibi,çocuklarımız okula hesap vermeye mi geliyor.Halbuki sohbete gelmeleri lazım.Sohbet demek afaki konuşmalar değil.Konuyu konuşmalar ,gündemi konuşmalar.Çocuklarımızın elindeki teknolojik imkanlar okullardan fazla olmalı.Kara tahtaya derhal dönmemiz lazım.İmkanlar arttıkça eğitimizin kalitesi azalır.Teknoloji öğretmeni geçmemeli.Teknoloji bir araç.Öğretmen esas.Çünkü öğretmen teknolojiden öğrenmiyor hayatı.Öğretmenden öğreniyor.Ayağa kalkmadan,öğrencisiyle oturan öğretmen sınıfı etkileyemez.Öğrenci konuşurken,öğrenci sorgulanırken öğrenci cevap verirken soruyu soran ayakta durmalı.Oturduğun yerden ders yapılmaz.Bir çoban 100 koyunu güdüyor.Hangi koyun farklı,hangi koyun hasta,hangi koyun eksik,şöyle 100 koyuna bakınca anlıyor.Biz 15-20 kişilik sınıflarda yoklama yapıyoruz ya.Halbuki öğretmen sınıfına baktığı zaman, Ayşe nerede,Fatma nerede,Ali nerede? diye farkedebilmeli deftere yoklama yapmalı.Çocukların gözlerinin içine bakarak psikolojik durumlarını anlamalı.Onlar değişik ortamlardan geliyorlar.Değişik aile ortamlarından geliyorlar.Bir ailenin iç görüntüsü çocuğa yansır.Psikolojisi çocuğa yansır.Çocukların gözlerine bakınca öğretmen anlamalı.Ali bu gün seni biraz kırık görüyorum ne,bir sıkıntı mı var.Veya Ayşe bugün seni sevinçli görüyorum.sevinecek bir olay mı var?Biz de sevinelim.Ortak olalım.Sıkıntıya da ortak olacak,sevince de ortak olacak.Paylaşmayı öğrenecek.Yarın sıkıntılı olduklarında okulda gördükleri paylaşmayı hayatlarında uygularlar.Ama maalesef biz çocukları okula sorgulamaya çağırıyoruz.
Öğretmeye değil diyorsunuz?
Öğrenmek birlikte olur.Öğretme olmaz,öğrenme olur.Biz öğretmenin derdindeyiz.Öğretme olmaz.Öğretmen ismi de değişmeli zaten.Öğretmen ne demek öğretmen.Öğretme makinası mısın sen?Eğitimci,Biz eğitimsiz öğretim yapıyoruz.Eğitim yok.Kim daha önce okutur.Ben ilkokul öğretmeniyim.Orta öğretimi çok bilmem yani.Çocukları sorguluyoruz.Çocuklarımızın % 90'ının yazması kötü.% 80'i nin okuması kötü.Kötüden kastım yetersiz.Hemen ilk gün geldiğinde çocukların eline kalem verilmez.Sporda başarısızlığımızın sebebi de bu.İlk geldiği gün eline top veriyoruz.Halbuki toptan önce sahayı öğrenmeli,çevreyi öğrenmeli.Okula gelen öğrenci önce arkadaş grubunu öğrenmeli.Yarışmayı değil,paylaşmayı öğrenmeli.Biz okulda çocuklarımızı yarıştırıyoruz.Özel sınıflar,işe yarar sınıflar,işe yaramaz sınıflar.Böyle bir mantık olur mu ya?Bunlar insan.Dert çok.
Evet maalesef
Derman yok.
Evet
Öğretmenlerimiz alınmasınlar.Ben öğretmenlerimizi şahıs olarak eleştirmiyorum.Öğretmen kitlesini eleştiriyorum.Öğretmenliğin kavramını eleştiriyorum.Tavır ve davranışlarımızı ,Yeni öğretmenlerimizin en büyük riski tecrübeli öğretmenle çalışmaktır.Keşke tek başına kalsa.Çünkü tecrübeli öğretmen yeni öğretmeni etkiliyor.Psikolojik olarak etkiliyor.tavır olarak etkiliyor,davranış olarak etkiliyor.teknik olarak etkiliyor.Öğretmen çaresizlik içerisinde iyi yetişir.Akıllı tahtalar,neymiş bu akıllı tahtalar, Kimin evinde akıllı tahta var.İşte okula akıllı tahtayı asarsanız,çocuğun elinden cep telefonunu bıraktıramazsınız.Ama tepeşirle yazarsanız kalemi iyi tutmayı öğretir.Tepeşir tutmanın faydası kalem tutmayı öğrenmektir.Fizyolojik gelişmesini sağlamaktır.Parmaklar zayıf,eline kalem veriyorsunuz.Ders öğretmek değil,dersi işlemek birlikte.Kitaplar yetmiyor mu yaa?Keşke kitaplarımız elimizde yetersiz olsa.Kitapsız öğrenme.Kitapa hasret kalma.Kitabın kıymetini bilme.Şimdi kitap bedava bol.kaynak bol, Ne yapıyor çocuklar? % 50 sini % 60 ını kullanmadan defteri boşa atıyor.Eskiden biz defteri siler,bidaha yazardık.
Aynen o günleri yaşadım.
şimdi renkli kalemler, bilmem neler.Sevgisiz okul olmaz.Saygısız da okul olmaz.Biz sevgiyi kaçırdık.Sevgi saygının demlenmesidir.Sevginin içinde saygı yoksa gider.Boşa uğraşırız.
Unutamadığınız bir anınızı anlatırmısın?
Anılar hatıralar çok önemlidir.Çok ta var.Ancak ben eğitim öğretimle ilgili konularda öğrenciyi tanımakla ilgili yardımlaşmakla ilgili konularda yaşadığım bir olayı anlatayım.Fatih İlkokulunda çalışıyorum.Biz,fakir öğrencilere yardım geliyor,sağdan soldan.kurumlardan.Bende öğretmen arkadaşlarıma öğrencileri yıldırmadan ezmeden etkilemeden ailesini tanıdığımız yardıma ihtiyacı olan ailelere vermek üzere ayakkabı dağıttık. Öğretmenlerin getirdiği listeye göre.Bunu son dersten sonra kimseye farkettirmeden sessizce verdik.Ertesi gün sabah erkenden yanıma bir bayan geldi.çocuğuda yanında.Dedi ki;müdür bey.Elinde de verdiğimiz ayakkabılar poşette.Müdür bey ne hakla siz benim çocuğuma ayakkabı verdiniz? diye sordu.Şaşırdım tabi.Dedim;Hanımefendi arkadaşlar uygun görmüş,hediye ayakkabı gelmişti bizde sizin çocuğunuza da verdik.Dedi ki;Ben çocuğuma yetiyorum.Benim imkanlarım elverişli.İstediğini alabilirim,dedi.Ancak benim çocuğum ayakkabısı eskiyinceye kadar giyecek dedi.Bana bir hayat dersi verdi.Ben özür diledim.Ayakkabıları geri aldım.Bir ihtiyacınız varsa bana söyleyin çocuklara yardımcı olayım dedi.Bizim eksiğimiz burada ne idi.Biz öğrenciyi tanımadan yardım ettik.Öğrenciyi tanımamız gerekirdi.Böyle verdiğimiz her çocuk bir şey almaya sevinebilir,ancak attığın taş kuşa gelebilir.Attığın taşa dikkat edeceksin.Adımlarına dikkat edeceksin.İşte eğitimde psikolojik durumlar çok önemli.öğrencilerin durumu,öğretmenlerin durumu.Hep öğretmenlere yüklenmeyelim.Biz bize benzeriz.
Siz Milli Eğitim Bakanı olsaydınız,neleri değiştirmek isterdiniz Milli Eğitimde?
Valla çok iddialı bir şey.Benden Milli Eğitim Bakanı olmaz.Onu geçelim de.Soru sorsa Milli Eğitim Bakanı bana soru sorsa?Milli Eğitim müdürü,şube nüdürü bir amir sorsa,Önce tavrımızı değiştirelim,bakış açımızı değiştirelim derdim.
Evet
Şaban bey ben eğitimi trafik gibi görüyorum.Trafikte bisiklette var,yaya da var,tır da var,taksi de var.otomobil de var.Komple bir işleyişi var bunun Bu işleyişte birinin diğerine bir üstünlüğü yok.Eğitimi ben trafik gibi görüyorum.Bürokrasiden kurtarırdım.Sorgulamadan kurtarırdım.Öğretmen okula bürokratik işlemleri tamamlamak için geliyor.İdareler de öyle.Son çıkan müfettişlerin tespitlerini okudum.Sitede,eğitim sitesinde çıkmış.Bir bakayım dedim burada ne var diye.Hepsi bürokratik.Eğitimde bürokrasi olmaz.Eğitimde tavır ve davranış olur.Eğitimde örnekleme olur.Çocuğu merkeze almak zorundasınız.Bizim okullarımızda yıllarca zaman şeridi,tarih şeridi yapardık.Ben yıllarca bunu öğrenemedim.Yani bana öğrenmek öğrenci iken de zor geldi.öğretmen iken de zor geldi.Daha sonra okuduğum kaynaklarda kendimi geliştirmeye başlayınca farkettim.Biz eğitime tarihle başlıyoruz.yoklamayla başlıyoruz.kitapla başlıyoruz.defterle başlıyoruz.Halbuki eğitime öğrenciyle başlamak gerekiyor.Her öğrenci bireyseldir.Yani eğitime ''Ben''imle başlamak gerekiyor.Bir gün öğretmenlerime dedim ki,şu zaman şeritlerini değiştirin dedim.Milattan önce,milattan sonra,Milattan önce ne demek,milattan sonra ne demek.İlkokuldaki çocuğa bu öğretilir mi ya.Halbuki ''Ben''den önce ''Ben''den sonra diye başlamak gerekir.Herkesin miladı kendi doğum tarihi.Yani çocuk,ben olmadan Hz İsa'nın doğum tarihinden bana ne.Çocuğa diyeceksin.Senden önce,senden sonra.Yani çocuk anlayacak.Neyi anlayacak? kendini anlayacak.Kendinin değerli olduğunu anlayacak.Ayşe'ye sorarsan Ayşe'den önce,ayşe'den sonra ,Ali'ye sorarsan Ali'den önce,Ali'den sonra,Bu kavramları öğrenciye indirgemek gerekir.Kitaptaki örnekler bireysel değil.Bunlar kaynak.Öğretmenin kaynağı.Esas kaynak öğrenci.
Tavrı değiştirirdim.Okullara kitap vermezdim.yardımcı kaynak kullandırmazdım.Örnek kitap bir iki tane verebilir,Fotokopiyi kaldırırdım.Fotokopiden ödev olmaz.Veriyorsun fotokopiyi,çocuğu sorguluyorsun.Git yap bu fotokopiyi.Nasıl yapacak?niye yapacak.Yani fotokopinin cevaplarını doğru bulunca ne yapacak.''Kim milyoner olmak ister'' diye bir proğram var.Okulu biz buna çevirdik.Bilen geçiyor,bilmeyen kalıyor.Hayatta kalma olmaz.Kalmak ne demek?Çok ağır bir itham kalmak.Bir yılını alıyorsum.Öyle bir hak yok.Bu insan haklarına da aykırı,eğitime de aykırıdır.Gelişmeye de aykırıdır.Bakan olsam önce öğretmene sorardım,veliye sorardım,çocuğa sorardım.ne istiyorsun?diye.Biz istemeden veriyoruz.Geldiklerinde soruyorlar.Halbuki vermeden sormak lazım.Ne istiyorsun,?ihtiyacın ne?Öğretmene sor,öğrenciye sor?vatandaşa sor?Vatandaşı eğitimin içine katmadan eğitimi geliştiremeyiz.Bakın öğretim demiyorum.Eğitim.Eğitim örnek olmaktır.Eğitim birlikte olmaktır.Eğitim aynı bahçeyi paylaşmaktır.Aynı yemeği yemektir.Müfettişlerimiz elinde bir çanta geliyorlar.Anlatır,anlatır.Niye bunu yapmadın?Hep bürokratik.Halbuki psikolojik bir şey yok işin içinde.İşte trafik gibi.Trafikte psikolojik eğitim var.geçiş hakkı var.geçiş önceliği var.Okullarda geçiş önceliği,geçiş hakkı yok.Akıllı çocuklar,akılsız çocuklar.Böyle bir benzetme olur mu ya.Tembel çocuklar,başarılı çocuklar,başarısız çocuklar.Yıllarca aynı yanlışı yaptık.Başarılı öğrencilerin listesini asıyoruz.Başarısız öğrenciler kim?
Onlarda bizim çocuklarımız.
Onların listesini bakalım bir asalım.Maalesef müfredat değiştirmekle olmaz,kafayı değiştireceğiz.Bakış açımızı değiştireceğiz.Öğretmen çok önemli,öğretmen dört dörtlük olacak.Ancak öğretmene de değer vereceğiz.saygı göstereceğiz.Gelişmesini engellemeyeceğiz.Sene başında sene sonunda seminer çalışmaları oluyor.Herkes kaçıyor.Bürokratik işlemleri yapıyorlar,zümre toplantıları yıllarca .Zümre ne ya zümre ne?Öğretmenin zümresi sınıfıdır.A sınıfı ile B sınıfı birlikte hareket edemez.Öğrenci farklı.Aynı öğrenciyi okutmuyorsun ki.Tabi değiştireceğim bir şey yok.Ekleyeceklerim çok.Öğretmenin fikri alınmadan eğitim olmaz.Öğretmen varı yoğunu ortaya koymalıdır.Okul aile birlikleri derhal para toplama kurumu halinden kaldırılmalı.Okullardaki kantinler kaldırılmalı.Parası olan çocuk kantinden alıyor,Parası olmayan boynunu büküp bakıyor.Okullar ticarethane mi?Taşımalı okullarda yemek israfı önlenmeli.Yanlış yapılıyor.Öğretmenler öğrencilerle oturup birlikte yemek yemeli.Yan yana oturmalı.Sofra adabını öğrenmeli.Ekmeği paylaşmayı öğrenmeli.ziyan etmemeyi öğrenmeli.Okullara giden yemeklerin %50 si % 60'ı çöpe gidiyor.Plastik tabaklarla yemek dağıtılıyor.Her öğrenciye birer tas ortaya koyarsın.bir çanağa koyarsın.Çocuklar kaşıkla ortak yerler.Beslenme eğitimi verirler okullarda.Çocuk evde yiyemediğini okulda yiyiyor.Pilavla ekmek yiyiyor.Pilavla ekmek yenmeyeceğini bilmiyor.Evinde onu yiyiyor.Çocuklarımız etin sütün yoğurdun kıymetini bilmiyorlar.
Alaçam Anadolu Lisesinin açılış hikayesi.Birde sizin ağzınızdan dinlemek istiyorum.
O uzun hikaye.Abartılıyor bu konu.Anadolu lisesi diye 1993 lü yıllarda,94'lü yıllarda bir furya başladı.Bir hastalık başladı.Anadolu lisesi modası çıktı.Bu moda hızla yayıldı.Bize kadar geldi.Çünkü niye? Bizi mağdur ediyordu.Alaçam Anadolu Lisesi yok.Samsun'un Çarşamba,Bafra ve merkezde Anadolu liseleri var.3 tane Anadolu lisesi var.Bizim öğrencilerimiz,o da ilkokuldan sonra alıyordu.O zaman Anadolu liseleri 7 yıllıktı.Alaçam'dan 3 kişi,4 kişi gidiyordu.Alaçam'da bir dersane açıldı.Hedef dersanesi diye bir dersane.Kaymakamın çocuğu da dersaneye gidiyor.Bizde de 5.sınıf öğrencisi.Kaymakam beyin ismini hatırlayamadım.93 te kaymakam oydu.Dersanede Kaymakam bey benim çocuk kazanır mı diye sormuş,Onlarda kazanır demişler.Ben de bizde okuyor çocuk. Öğrencinin durumunu biliyorum.3-4 çocuk kazanacak. bu 3-4 öğrencinin içinde de kaymakam beyin çocuğu olamayabilir.Bana sordular.Valla 3-4öğrenci alırsa kazanamaz yani dedim.Açıkça.Ama dersane kazanır demiş.Sınavı oldu,kazanamadı.Bu arada okullar tatil oldu.Sınavlar bitti.Bana da kaymakam beysitem etti.Milli Eğitim Müdürü o zaman isim vermeyeyim.sitem ettiler.Niye kazanamadı diye.Oysa ben gerçeği söyledim.Yani kota az.Bafra Anadolu Lisesine 60 kişi alıyorsa 55'i giriyor zaten.5'i de bize kalıyor.Çare aramaya başladık biz.Anadolu lisesi açılır mı açılmaz mı?Açılsa 15-20 öğrencimiz,30 öğrencimiz girer mi?O zaman iktidarda rahmetli Demirel Cumhurbaşkanı,Tansu Çiller başbakan,Erdal İnönü rahmetli Başbakan yardımcısı.Yani DYP-SHP koalisyonu var.Alaçam'da ilçe başkanı da rahmetli Nami Deliorman abi.Onunla da aram iyi.Aram iyi derken selamlaşıyoruz.Beni sevdiğini sanıyorum.Okulda yaz tatili olduğu için öğrenci bulmakta zorlanıyoruz.İlkokul öğrencilerinden,Anadolu lisesine gideceklerden değil,diğer öğrencilerden bir grup aldım.Nami Deliorman'ın yanına gittim.Dedim ki Bu çocuklar Anadolu lisesine girmek istiyor.Ancak imtihanı kazanamadılar.Niye?Bafrayı tercih edebiliyorlar.Bafradan da bize sıra gelmiyor.Mümkünse buraya birAnadolu Lisesi açalım.Rahmetli Milli Eğitim Müdürü Rahmetli oldu ismini hatırlayamadım.Neydi onun adı?Tekin,Soyadı Tekin.Her ne ise.Nami abi,Samsun Milli Eğitim Müdürü Tekin bey'e sözü geçiyor.Gittim rica ettim Yalvardım.Söyle bakalım dedim.Söylemiş.Bir kaç gün sonra beni çağırdı.Ağzına geleni söyledi.Beni kandırıyorsun işte yanlış yapıyorsun.Bana olmayacak şeyi söylemişsin.Dedim ki;Nami ağabey.Ben sana olmayacak şeyi söyledim.Niye?Sen bir siyasetçisin.Bu işlerde siyasetle oluyor.Alaçam'ın da ilçe başkanısın.Bu olmayacak işi sana söyledim.Ben senin siyasetinin gücünü anlayayım ki olmayacak işi yap.Olacak iş için ben sana niye geleyim ki.Öyle mi diyorsun dedi.Evet öyle diyorum dedim.Tamam o zaman dedi.Samsun Milli Eğitim Müdürünü ikna etmiş.Buraya da Samsun Milletvekili Nafız Kurt rahmetli Alaçam'a geleceğini duydum.Pankart hazırladım.Sokaktan topladığım öğrencilerle beraber geldiği gün meydana gittik.Pankartı açtık.Rahmetli Nafız Kurt'un dikkatini çektik.Ne istiyor bu çocuklar dedi.Bende haddimi aşarak Anadolu Lisesi istiyoruz dedim Çocuklarda bağırıyor.Olur mu öyle şey falan dedi.Neyse Özcan Yılmaz bey de belediye başkanı.Bize pek fazla yüz vermeden Belediye Başkanının makamına çıktılar.Bende çıktım.çocuklarla beraber.Bizi içeri almadılar ama ben girdim.Meğer orada orta öğretim genel müdürü de varmış.Genel müdürü de getirmiş.Ben de farkında olmadan genel müdür olduğunu bilmiyorum ya omzuna vurdum şöyle.Abi siz Ankara'dan geliyorsunuz,Bakan beye,Nafız Kurt o zaman Devlet Bakanı.Bakan beye söyletin de bizim okulumuzu açsın dedim.Tamam oğlum merak etme sen dedi.Genel müdür olduğunu bilmiyorum.Gitti kulağına birşey söyledi Nafız beyin.Genel müdür Allah razı olsun ilgilendi.Nafız bey de dediki;Hocam ne istiyorsun söyle bakayım?Anadolu Lisesi açmak istiyoruz.Bizim çocuklarımız hep dışarıda,dedim.Kaymakam beye olur mu ? dedi.Kuyruk acısı var,çocuğu kazanamamış.Olur dedi.Nami ağabeye sordu.Olur mu ? dedi,olur dedi.Açtım Anadolu lisesini dedi.Çok sürmedi bir ay içinde yaz tatilindeyken Ağustosun sonlarına doğru bizim olurumuz geldi.Ancak bina yok.öğretmen yok.malzeme yok.Kız Meslek Lisesinin bir bölümüne açalım dedik.Müdür de yok.Hemen geçici müdür olarak İbrahim Gün'ü görevlendirdiler.Mehmet Kök ilçe Milli Eğitim Müdürü.Gittik aşağıya beraber bir gece sıralar gelmiş,sıraları taşıdık.içeriye.Kız meslek lisesinin bir bölümünde okulu açtık.Sonra öğretmen falan atadılar.işte öyle başlamış olduk.
Alaçam'a bir Anadolu lisesi kazandırdınız.
Ben okul kazandırmadım.Devlet açtı.
Recep bey çok teşekkür ederim.size sağlıklı,mutlu ve huzurlu bir emeklilik hayatı diliyorum.
Çok teşekkür ediyorum.Ancak Anadolu Lisesinin açılmasında Koalisyon ortağı olan Doğru Yol Partisi ve SHP'nin ilçe başkanları Nami Deliorman rahmetli ve Derya Aykaç'ın çok faydaları oldu.Tavır ve davranışımda beni desteklediler.Kendilerine teşekkür ediyorum.