Nasıl Susayım.
Ferhat Kalukçu
-Bazen sayfalarca yazarsın, çizersin, ülkenin ve insanlarımızın derdini böylesine güzel yazıya aktaramazsın.Şairlik ayrı bir yetenek,olaylara
ayrı bir bakış açısı ile yaklaşıp senin sayfalarca yazıp anlatamadığını şairlerimiz ve ozanlarımız bir dörtlükte inanılmaz bir şekilde anlatırlar.
Sizlere bu paylaşımında yaşadığımız, olaylara duyarsız kalan,görmezden gelen neme lazımcılara ve partizan gözlükle bakanlara karşı Yusuf Çoban adlı kardeşimiz, güzel bir şiirle ne güzel cevap vermiş.Tabi ki, anlayana ve sorgulayana...
NASIL SUSAYIM ?
Dünya yıkılsa da takma kafana.
'Sus' diyorsun bana. Nasıl susayım ?
Aldırma vatanı, yurdu satana.
'Sus' diyorsun bana. Nasıl susayım ?
Seyret, soyan soysun, yiyenler yesin.
Dalkavuk oynasın, hırsız söylesin.
Olup bitenleri gözün görmesin.
'Sus' diyorsun bana. Nasıl susayım ?
Mama bulamazken beşikte bebek.
Ağalar, paşalar büyütsün göbek.
Tokmaklar vurmuyor, boş kaldı dibek.
'Sus' diyorsun bana. Nasıl susayım ?
Oğlumuz, kızımız yarın derdinde.
İnsanımız öksüz kendi yurdunda
Felaket göründü dağın ardında.
'Sus' diyorsun bana. Nasıl susayım ?
Helal soğan tatlı kaymaktan, baldan.
Allah'tan korkanlar utanır kuldan.
Muteber gördüğün çıkmışsa yoldan.
'Sus' diyorsun bana. Nasıl susayım ?
Ben zaten susmadım, bir de sen söyle.
Kalk ayağa artık şehirle, köyle.
Unutma ! Dilsiz bir şeytansın böyle.
'Sus' diyorsun bana. Nasıl susayım ?
Yusuf'um, bu cennet, bu vatan bizim.
Torunlara olsun bakacak yüzüm.
Sonu ip olsa da budur son sözüm.
'Sus' diyorsun bana. Nasıl susayım ?
Yusuf Çoban