Eğitim ve Gelecek (10)
Eğitim ve Gelecek (10)
Murat Kaya
-Çocuğa, hiç kimse konuşmayı öğretemez.
Çocuk, konuşmaya nasıl başlıyor o zaman?
Her gün, günün her anında yaşantılarını, duyduklarını, tutumları "gözlemleyen bilinciyle" bilgi hazinesine, hafızasına depoluyor.
Kelime hazinesinin yeterliliği de yetmez. Onu ifade edecek "dilsel-kas gelişiminin “de yeterliliğe ermesi gerek.
Bütün bu süreçlerde, çocuğun öğrenme isteği üzerine davranılmalıdır.
Zorla yemek yedirmek nasıl fayda getirmiyorsa, zorla öğretilen bilginin de yaşamsal karşılığı yoktur.
SINAV BİTER öğrenme gider...
Çocuklara, yaşamı deneyimleme fırsatları sunulmalıdır.
Böylece bilimsel düşünmenin temeli olan; soran, sorgulayan, araştıran, itiraz eden, düşüncesini özgürce ifade eden birey davranış ve bilgi yolculuğunda var olur.
bilim de deneyle gelişir.
Tarihsel geçmişimize baktığımızda ;750-1250 yılları arasında bizler bilim dünyasının merkeziyiz.
Büyük medeniyetler kurmuşuz.
son 500 yıldır yeterli olarak bilime katkı yapamamışız.
13.yy da bilimin merkezi iken Amerika kıtası keşfedilmemişti.
Şimdi Avrupa ve ABD'de bizi geçti.
Niye mi?
Bilime yeterince önem vermedik.
içindir ki Atatürk, "Bilim, gerçeği görmektir. “der.
Elbette bilim, tüm insanlığa hastır, aittir.
Eğitim birikimi gerektiren bilim; gelenek işidir.
Genetik veya zekâ meselesi değildir.
nüfusunun %0,2 sine sahip Yahudiler Nobelin %20'sine sahiptir.
bilimsel gelenekleri oluşmuştur.
Orta Asya'daki Aydınlanma Döneminde; Biruni,İbn-i Sina, Uluğbey dönemindeki süreçte bilimsel gelenek, büyük insanlar yetiştirmiştir.
"Kayıp Aydınlanma" denen Orta Asya'daki tüm yaşananlar yeniden ele alınmalı, dersler çıkarılmalıdır.
Tarih ve dil bilimine çok önem gösteren TTK ve TDK kuran Mustafa Kemal, "Hayatta en hakiki mürşit; ilimdir, fendir. “der.
Yeniden bilimin merkezi olabiliriz.
Yeter ki bilimsel imkanlar iyi yönetilsin. Unutulmamalı ki yapıcı ve bilimsel eleştiri, bilimin temelidir.
Bilim zihnine sahip olmak, eleştirel zihne açık olmaktır.
Ve bilim özgür düşünce ortamında, sorgulama zemininde gelişir.
Nobel ödülü aldıktan sonra Aziz Sancar'ın bir makalesi, inceleme sonrası ret alabiliyor.
Bunun için çocuklarımızı küçük yaşlardan itibaren deney yapan, bilimsel düşünce becerileri ve donanımla yarınlara hazırlanmalıyız.
Bu da ailede, okulda, toplumda demokrasi kültürünün olgunluğu ile sağlanır.
olmadığı aile, toplum, ulus yapıları giderek bilimden uzaklaşarak hurafelere sığınmaktadır.
Avrupa’dan, ABD’den vb. makine alıp ben teknoloji yapıyorum, patent aldım ile Türkiye, ilerlemez, yükselmez.
Emperyalist hegemonyaya karşı durmak istiyorsak; BİLİM YAPMALIYIZ ...
Semerkant'ta Uluğbey'in kurduğu dünya çapında GÖZLEMEVİ; dini ve politik aşırılık nedeniyle tahrip edilir.
Oradaki bilim insanları bölgeyi terk eder.
Onun için bilim yapanlar özgür olmalıdır.
Bilim; adaletin, özgür düşüncenin, liyakatin, sorgulamanın olduğu ortamlarda gelişir. (Aziz Sancar'ın konuşmasıdır.)
Çocuklar özgürce düşünmeli ve büyüklerini eleştirebilir olmalıdır ...
Günümüzde, birçok netin birleşimi ile İnternete evrildik. İnterneti olmayan var mı?
Bilgisayar hayatın her alanında...
İlk kez 1980 yılında ZEROX yapmış fakat vazgeçmiş ve fotokopi alanına yönelmiş.
Steven Jobs, fırsatı değerlendirip APPLE olmuş.
Bunun gibi onlarca örnek sunmak mümkün.
Bizde ülkemizin fırsatlarını iyi değerlendirmeliyiz.
Mustafa Kemal,: "Bağımsızlık ve Özgürlük benim karakterimdir." felsefesi ile TÜRKİYE Cumhuriyeti’ni kurdu.
İşte eğitimin temel felsefesini de böyle belirlemiş oldu.
Biat kültüründen, özgür bireyler kuşağına geçişin Anadolu topraklarında yüzyıllardır mayası var. AHİLİK KÜLTÜRÜ buna en iyi örneklerdendir.
Bu kültürde; çıraklıktan -kalfalığa, kalfalıktan ustalığa erişim mertebeleri var.
Bu süreçlerde; emek, alın teri, terbiye, hakkaniyet, hak ediş ve hukuk var.
hak ve hukukun her şartta temsil ve teslim ahlakı, alın teriyle onurlu, adaletli zeminde çocuklar yetiştirmek gerekir.
Peki bu mümkün mü ?