Eğitim ve Gelecek (6)
Eğitim ve Gelecek (6)

Murat Kaya
-
Günümüzdeki dünyada makineleşen, yapay zeka üzerine yapılan gelişmelerin yarattığı belirsizlik ve gelecekte kontrolsüz güç edinimi insanlığı yarınlarda daha zora sokacağı aşikar. Her geçen gün güçleşen eğitim, kendi içinde değerler çatışmasını da artırarak besliyor ...
Giderek "sınav odaklı" eğitime yönelim, çocukları yaşamdan ve yaşamsal ilişkilerin içindeki gerçeklikten, uzaklaştırmaya devam ediyor.
Çocuklar tek kanatla uçmaya zorlanıyor...
Sağ ve sol beynin ortaklaşmasının, bilimsel gerekleri bilinmesine rağmen sadece "bilişsel zeka" temelinde çocuk eğitmek mi, sorunlar oluşturmaktadır.
SAĞ ve SOL BEYİN:
BEYİN; mantıksal, matematiksel, pragmatik, sonuçlarla ilgili ve net sonuçla ilgilenen, akademik -bilişsel işlev için başarı temelidir.
BEYİN: Duygusal, niyete bakar, iyi niyet arar, görsel, sanatsal konularla ilgili sezgilere güvenir, sempatik, empati kurar, şefkat taşır.
Eğitim sistemi ve programları hangi beyne ağırlıklı planlı?
Sol beynin işlevine göre.
Sınav odaklı gelecek tasarımı için bilişsel zeka ve akademik başarıya odaklı durumdan dolayı.
Peki, resim-müzik- spor ve sanatsal etkinlik yeterli düzeyde ele alınmazsa ne olur? SAĞ beynin işlevselliği yok olur...Yani beynin SAĞ kesiti iptal edilmiş olur. Bakınız ders planı ve programına ;müzik, görsel sanatlar, beden-eğitimi kaç ders saatidir?
En fazla 2 ders saati...Ki bu derslerin çoğun da da test çözümü konarak işlenmez haldedir...
Ne oluyor bu sonuçta, yarım insan yetişiyor. Duygudaşlık, sorumluluk, sosyal ve duygusal zeka derinliği yok oluyor. Tam da bundan dolayı davranış problemleri çok yaşanır. Artık sadece "sayısal ve sözel, eşit ağırlık " çerçeveli eğitim tercihi yerine; bireyin çok yönlü zeka, becerilerle donanımlı, bireysel farklılıkları ele alınmalıdır.
Çoklu zeka kuramı gerçeğinden hareketle ilkokul düzeyinden çocuklar baskın zeka türleri belirlenip, bireysel özellikleri dikkate alınarak yarınlara doğru strateji belirleme zamanı geldi de geçiyor.
testli seçeneklerden birini "SEÇ-GEÇ"ile yarının yapay zekalı dünyasına; nitelikli , birikimli insan yetiştiremeyiz. Günümüzde okuyan, araştıran, sorgulayan, duygusal ve sosyal zekası yüksek "SAĞ ve SOL" beyni ortaklaşa değerlendiren bireyler fark yaratmaktadır. PISA belirlenmesinde kitap okumayan birey okuduğu cümleyi 43 saniyede kavrarken, okuyanlar 15 saniyede kavramaktadır denir.
Bilinmelidir ki "sınav odaklılık" iflas etmiştir. Çünkü yaşamsal bağı yoktur. Oysa yaşam ve gelecek odaklı yaklaşım olmalı ki bu durum zaten sınavı da kendi içinde çözümler. Çünkü günümüzde çabanın potansiyelin, değerlendirilmesi öncelikli hal aldı...
Ülkemizde, eğitimin inşası yukarıdan aşağı, statik...
Sorun çok.
Son 20 yılda 9 kez değişen Milli Eğitim Bakanı ve her bakanın getirdiği ondan fazla değişiklikle sorunlar yumağı artmıştır. Kişiye ve yetkilerine göre değişen sistemle yol alınamıyor. Ülkenin ulusal eğitim programı olur, buna göre sisteme uygun kişiler yetkilenir ise ileriye doğru yol alınır. Bunun içinde konunun muhatapları sürece katılmalıdır...
Standartı yükseltmek için eğitimin tüm paydaşları "söz ve karar" hakkını kullanmalı. Paydaşları sürece katmadan kalıcı, akılcı çözümler üretilemiyor.
YAPILMALI? Ana sınıfından itibaren felsefe dersi konmalıdır. Eğitim ;ana sınıfından, üniversite bitimine kadar bir bütün ele alınmalıdır. Hem de tüm paydaşları ve ilgili örgütsel yapılar, uzmanlarla...
Parça parça bir yere varamayız, varamıyoruz.
Öğretmek değil marifet, öğrenmeyi öğrenmek esas maharettir...
Gelişir: Öğrenen öğrenci, Öğrenen öğretmen, Öğrenen ana-baba/aile, Öğrenen okul-kurum, Öğrenen toplum-ulus, Öğrenen devlet-dünya gereklidir.
Ayaklı kütüphaneler yetiştirmekten vazgeçmeliyiz.
Bir çok manada sorunsal yumağında bulunan kuşakların sınav odaklı eğitimde "ruh sağlığının" bozulduğu gerçeği, UNESCO/2022 raporunda da mevcuttur. Bu manada ;öğretmen yetiştirme konusu yeniden ve ciddiyetle ele alınmalıdır.
Atatürk'ün işaret ettiği üzere:" Öğretmenler; fikri, vicdanı irfanı hür nesillerin mimarı" olacaksa , ekonomik, sosyal, kültürel, örgütlenme vb. tüm demokratik hak ve hukukları yerine gelmiş olarak; “irfanda, vicdanda, fikrinde “hür olmalıdır...
Eğitimde, istenilen seviyeye çıkmak için; öğretmenlerin yetkinliği, birikimi, sürekli gelişimi, kişilik boyutu özel önemle ele alınmalıdır.
Artık SORU ÇÖZEN değil SORUN ÇÖZEN bireyler yetiştirmenin zamanıdır.