01 Eylül 2025 - Pazartesi

TARİHİN İZİNDE AYDINLANMA (5)

TARİHİN İZİNDE AYDINLANMA (5)

Yazar - Murat Kaya
Okuma Süresi: 4 dk.
106 okunma
Murat Kaya

Murat Kaya

-
Takip EtGoogle News

 ANADOLU RÖNESANSI... 

     15.yy'da, İtalya'daki Rönesans dünyaya hümanizm getirmiş büyük eserler yaratmıştır. 

      Bunu biliyoruz da peki 13.yy'daki ANADOLU RÖNESANS' ının yaşandığını biliyor muyuz? Farkında mıyız? 

      Avrupa'nın ,15.yy'da yaşadığı Rönesansı biz ;Anadolu'da iki asır öncesinde yaşadık. Ki o dönemin adıyla Diyar-ı Rum denen (Roma toprağı) topraklarımızda her türlü; mezhep/ırk var. Eşkıyalık/suç alabildiğine yaşanırken... 

       O dönemde;Hacı Bektaşi Veli, bir BARIŞ sembolü olarak Anadolu'ya geliyor. Aynı dönemde Konya'daki, Mevlana barış,sevgi,dostluk şiirleri yazıyor,yayıyor. 

       Yine Ahi Evran, kardeşlik- ahilik geleneği temelinde esnaf localarının,sistematik temellerini atmış oluyor. 

       Şeyh Edebali; Osmanlı Devleti'nin kuruluşuna giden muazzam görüşleriyle insanları etkiliyor. 

        Aşıklar, gezici ozanlar TÜRKÇEYİ yayıyorlar.Bugün eğer Türkçe konuşuyorsak bu geçmişimize borçluyuz. 

      13.yy'dan itibaren,bu kaynağı taşıyan, sözlü edebiyatla bunu yaşatan ozanlara, şairlere ve halka borçluyuz. 

      Bu gün bizler, halkın konuştuğu dili konuşuyoruz. Dönemin ilerleyen süreçlerinde dahi Osmanlı Saray dilini konuşmuyoruz. 

      Çünkü sarayın dili ; Farsça/ Arapça/ biraz da Türkçe'den oluşan karma dildir. 

       Elbette o dil de önemliydi, büyük eserler verildi.Divan edebiyatı alanında BAKİ/ NEFİ/FUZULİ gibi ...Fakat anlamak mümkün değildir.

       Hayatımızda çok önemli olan Hacıbektaş / Mevlana; Ahmet YESEVİ takipçileridir. 

       Horasan'dan ,Hacıbektaş'a,( Suluca Karahöyük adlı yer) gelen Hacıbektaş-ı  Veli  : " İncinsen de incitme..." diyerek, Mevlana: " Kim olursan ol yine de gel." diyerek barışın-sevginin- kardeşliğin hukukunu; dönemin koşullarında Anadolu Rönesansı'na dönüştürmüşlerdir.

        Çünkü bu yaklaşımlar insanı,insan olarak kabulle insancıllığın özüdür. 

       Yunus Emre'den bu güne bu yaklaşım insanlığa değer katmıştır. 

       Bektaşilik/Mevlevilik hümanizmin yoludur. 

       Suça bulaşan dunyada ve giderek insanlığın katliamını fütursuzca yaşatan emperyalist işgallere karşın empati yoksulluğuna ilaçtır Hacıbektaş öğretisi.. 

       Anadolu ve Rumeli dediğimiz Balkan topraklarında bu fikriyat etkilidir.Çünkü bu fikrin özü; tüm canlara/canlılara değer veren gönül yoludur.Sarı Saltuk gibi kolonizatör dervişler sazla, sözle gönül yapıyorlar. 

Denir ki :

 " Rumeli'nin fethinde o gerçek Veli/ Tahta kılıç tutar ol batini eli" 

       Tahta kılıç; şaman kılıcıdır, kesmeyendir...

       İngilizler, Shakespeare 'i yaşatmasaydı bilemezdik. 

       Biz de değerlerimizi yaşatmalıyız. 

       Dünya algoritma ile çalışıyor. Algoritma her şey...

       Bunu icat eden Al Harezmi bir Türk. Bunu da bilmiyoruz. 

       Bu kadar değerler geçmişinden gelen bizlerin "göbek dansı/ dönerler kebaplarla tanıtılmasını hak ediyor muyuz ?

        Alman kültürüne ,sosisten ibaret demiyoruz mesela. 

       Beethoven var tamam da bizimde ; Itri'miz,Dede Efendimiz,Aşık Veysel  'imiz var ve nicelerimiz... 

       Çare ,kültürde... 

       Çare, tarih bilincinde... 

       Çare, tarihine sahip çıkmakta 

       Çare, kendi değerlerine sahip çıkmaktadır. 

       ANADOLU RÖNESANSI, Avrupa Rönesansı'nın da öncüsüdür... 

 

Esinlenme:

 Livaneli Sohbetleri : 

 Murat KAYA/ Eğitimci

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları